Ciro

Giriş 
TTK m. 647/I’de kıymetli evrakın devri için her halde senet üzerindeki zilyetliğin devrinin şart olduğu düzenlenmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasında ise emre yazılı senedin zilyetliğinin devrinin yanında ciroya da gerek olduğu belirtilmiştir.

Anonim şirketlerde pay senedi, nama veya hamile yazılı olur. Emre yazılı pay senedi çıkarılamaz. Ancak, nama yazılı pay senetleri, emre yazılı senetlere özgü devir şekli olan ciro vasıtasıyla devredildiklerinden, kanunen emre yazılı senet sayılırlar. TTK m. 648 hükmü ise şu şekildedir: “Bütün hallerde ciro, poliçenin cirosuna ilişkin hükümler uyarınca yapılır”. Kanun koyucu bono ve çeke ilişkin bölümlerde ciroya yönelik düzenlemelerde bulunmamış, bonoda aynen; çekte ise bazı değişikliklerle, poliçenin cirosuna ilişkin hükümlerin bono ve çekin cirosunda da uygulanacağı düzenlemiştir. Dolayısıyla bu çalışmada kanun koyucunun TTK’da öngörmüş olduğu sistematiğe uygun olarak poliçenin cirosu anlatılacak; yeri geldikçe bono ve çeke ilişkin özel düzenlemelere yer verilecektir.

Tanımı

Poliçenin cirosunu düzenleyen m. 684 “ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile poliçeden doğan bütün haklar devrolunur” şeklindedir. Ayrıca TTK m. 688 tahsil, m. 689 ise rehin cirosu düzenlenmiştir. O hale ciroyu; “emre yazılı senetlerden doğan bütün hakları devir, tahsil veya rehinine yönelik soyut irade beyanıdır” şeklinde tanımlayabiliriz. 

Poliçeyi ciro edene ciranta denir. İlk ciranta lehtardır. İlk cironun lehtara ait olmaması halinde ciro zincirinde kopukluk var demektir.   

Hukuki Niteliği ve Özellikleri

Ciro ile ciro eden ciro edilene ilgili senetteki alacağı tahsil etme; senet borçlusuna da ciro edilene ciro edilen senetten doğan borcunu ödeme yetkisi vermektedir. Yani ciro, çifte yetki veren bir hukuki işlemdir. 

TTK m. 684/I uyarınca ciranta, ciro ve senet zilyetliğinin devri ile poliçeden doğan hakları devreder. Dikkat edilirse burada ciranta senetten dolayı sahip olduğu hakları değil; senetten doğan hakları devreder. Oysaki alacağın temlikinde temlik eden sadece gerçekten kendisinin sahip olduğu hakları devreder. Ciroda, kural olarak, kişisel defiler ileri sürülemezken, alacağın devrinde alacağı devralana karşı ileri sürülmesi mümkündür. TTK m. 687 gereği kendisine başvurulan kişi ancak poliçeyi iktisap ederken kasten borçlunun zararına hareket eden hamile karşı, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasındaki doğrudan doğruya var olan ilişkiye dayanan def’ileri, ki bunlar şahsi def’ilerdir, ileri sürebilir.

Cironun Şekli ile Tam ve Beyaz ciro ayrımı

a) Cironun Şekli ve Çizilmesi

TTK m.683 gereğince ciro, cironun poliçe veya poliçeye bağlı olan ve alonj denilen bir kağıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması suretiyle yapılır. Ciro kural olarak poliçenin arka yüzüne veya poliçeye bağlı olan alonjun üzerine yapılır. Senedin ön yüzüne de ciro yapılabilir; yeter ki ciro şerhi olduğu açıkça anlaşılsın. Çünkü TTK m. 701 hükmü uyarınca muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. 

TTK m. 682/I hükmü gereği, cironun kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Aksi halde ciro batıl olmayıp, ilgili şart yazılmamış sayılır. TTK m. 682/I hükmü gereği kısmi ciro ise batıldır. 

Cironun kısmen veya tamamen çizilmesi mümkündür. Cirantanın isim ve imzasını da kapsayacak şekilde ciro tamamen çizilirse hiç yazılmamış hükmündedir.

b) Tam ve Beyaz ciro ayrımı

Tam ciro lehine ciro yapılan kişinin ismen belirtildiği cirodur. Ciro edilenin belirtilmesi ile ciro edenin imzası ile ciro tamam olur. Yani tam ciro devreden ile devralanın gösterilmesi suretiyle olur. 

Beyaz ciro ise devralanın gösterilmediği cirodur. Beyaz ciro  yalnızca cirantanın imzasından ibaret olabileceği gibi, “……….. ödeyiniz” şeklinde de olabilir. Tam ciroda yalnızca lehine ciro yapılan kimsenin isminin çizilmesi tam ciroyu beyaz ciro haline getirir.  TTK m.683 hükmü gereğince yalnızca cirantanın imzası suretiyle yapılan ciro mutlaka poliçenin arkasına veya alonj üzerine yazılmalıdır. Çünkü TTK m.701/II  uyarınca muhatabın ve düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi yazılır. Beyaz ciro ile senet hamiline yazılı senetler gibi tedavül eder; ancak hamiline yazılı senede dönüşmüş olmaz. Beyaz ciro ile senedi devralan kişi;

-Senedi cirosuz olarak devredebilir(Hamiline yazılı senetler gibi)

-Tekrar beyaz ciro ile devredebilir

-Tam ciro ile devredebilir

-Beyaz ciroyu başkası adına tamamlayabilir

-Beyaz ciroyu kendi adına tamamlayabilir.

Cironun Yapılabileceği zaman

TTK m.690’da vadenin geçmesinden sonra yapılacak cironun vadeden önce yapılan cironun hükümlerini doğuracağı; ancak, ödenmeme protestosundan veya bu protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden sonra yapılacak cironun alacağın temliki hükümlerini doğuracağı düzenlenmiştir. TTK m.714/III’te protestonun ödeme günün izleyen iki iş günü içinde çekilmesinin gerektiği düzenlenmiştir. Dolayısıyla ödenmeme protestosu çekildikten veya vadeyi takip eden iki iş gününden sonra yapılacak ciro, geçersiz olmayıp, alacağın temliki hükümlerini doğuracaktır. 

Cironun Tarafları

İlk ciranta, her zaman, senedin lehtarı ve hamilidir. Poliçede adı yazılı olan lehtarın cirosu olmadan, poliçenin tedavüle çıkması söz konusu olmaz. Poliçeyi temlik cirosu ile devralmış hamil poliçeyi temlik, tahsil veya rehin cirosu ile poliçedeki hakkı devredebilir, poliçedeki alacağın tahsili yetkisi verebilir veya rehnedebilir. Ancak poliçeyi tahsil veya temlik cirosu ile devralan hamilin ciro hakları sınırlı olup bu kişilere ilişkin sınırlar aşağıda açıklanacaktır. 

TTK m. 681/III gereği ciro, üçüncü kişilere yapılabileceği gibi muhataba (kabul eden veya etmeyen), düzenleyene, ciranta veya avale de yapılabilir. TBK m. 135’te alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi borcu sona erdiren sebeplerden biri olarak düzenlenmiştir. Oysaki kabul eden muhataba yapılan ciro borcu sona erdirmez; muhatap dilerse senedi tekrar tedavüle çıkarabilir.

VI) Cironun Fonksiyonları

Temlik Fonksiyonu

Yukarıda da belirtildiği üzere ciro ve senet zilyetliğinin devri ile devralan senetten doğan tüm hakları devralmış olur. Bu sebeple, devreden kimsenin poliçede nedeniyle sahip olduğu haklarla devralanın sahip olacağı haklar birbirinden farklı olabilir. Nitekim, bazı def’ileri ileri sürebilme açısından ikisi arasında fark vardır. Yukarıda da bahsedildiği üzere cirantaya karşı ileri sürülebilecek olan  kişisel def’iler ile senet metninden anlaşılmayan diğer itiraz ve def’ileri (örneğin irade fesadı, muvaaza vb. def’iler) ciro ile  devralan iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez. Poliçeyi ciro ve teslim ile devralan hamil, senetten doğan hakları iktisap ettiği için, senetten doğan  mutlak def’ileri de ciro edene ve her senet alacaklısına karşı ileri sürebilir( Şekil eksikliği, ehliyetsizlik, sahtelik gibi).

Teşhis Fonksiyonu

TTK m.686’ya göre son hamil, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Son cironun beyaz ciro olması bu durumu değiştirmeyecektir Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Çizilmiş cirolar ise yazılmamış sayılır. 

Poliçenin miras, iflas veya haciz yoluyla el değiştirmesi veya sürekli beyaz ciroyla devredilmesi hallerinde , cironun teşhis fonksiyonundan söz etmek mümkün değildir.

Teminat Fonksiyonu

Teminat fonksiyonun asıl anlamı, her bir cirantanın senedin ödeneceğini (veya poliçelerde kabul edileceğini) kendinden sonra gelen hamile garanti etmesidir. Ciroyu alacağın temlikinden ayıran en önemli fark da budur. 818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nda temlik ivazlı ise alacağı devreden yalnız alacağın varlığından sorumlu; alacak ivazsız ise ne alacağın varlığından ne de borçlunun ödeme gücünden sorumluydu. TBK m. 191’de ise alacak bir edim karşılığında devredildiği durumda, devredenin hem alacağın varlığından hem de borçlunun ödeme gücünden sorumlu olduğu düzenlenmiştir. TTK m. 685/I’de “Aksi şart edilmedikçe, ciranta poliçenin kabul edilmemesinden ve ödenmemesinden sorumludur” denmektedir. Yani ciranta poliçenin kabul edilmemesinden veya ödenmemesinden sorumlu olmayacağına ilişkin koyacağı kayıt ile sorumluluktan kurtulabilecektir. Ancak TTK m. 679 gereği düzenleyenin poliçenin kabul edilmemesinden sorumlu olmayacağına ilişkin koyacağı kayıt geçerliyken, ödenmemesinden sorumlu olmayacağına ilişkin kayıt yazılmamış sayılır.

VII) Cironun Türleri (Amacı Bakımından)

Cirodan güdülen amaca göre; temlik, tahsil ve rehin cirosu olmak üzere üç şekilde yapılır.

Temlik Cirosu 

Poliçeden doğan tüm hakları devretmek için yapılan ciroya temlik cirosu denir.Temlik cirosu, yukarıda bahsedilen, cironun temlik, teşhis ve teminat işlevlerinin her üçünü de ihtiva eder. Temlik cirosu, beyaz veya tam ciro şeklinde yapılabilir. Temlik cirosunda, cirodan sonra senedin devralana teslimi gerekir.

Tahsil Cirosu

  Senette mündemiç alacak hakkının tahsili amacı ile yapılan ciroya tahsil cirosu denir. Bir cironun tahsil cirosu olarak nitelendirilebilmesi için TTK m. 688/I hükmü uyarınca “bedeli tahsil içindir”, “vekaleten” veya sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydın içermesi gerekir. Tahsil cirosunun tam ciro şeklinde yapılması gerekir. Beyaz cirolarda tahsil cirosu mümkün değildir. Yine TTK 688/I hükmü uyarınca hamil poliçeden doğan tüm hakları kullanabilse de ; o poliçeyi ancak tahsil cirosu ile tekrar ciro edebilir. 

TTK m. 688/II hükmü, m. 687’den farklı olarak, poliçeden sorumlu olanların, ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri def’ileri hamile karşı dermeyan edebilecekleri şeklindedir.

Son olarak TTK m. 688/3 hükmü, TBK m. 502 vd.’nda düzenlenen vekalet sözleşmesinden farklı olarak, “bu yetkiyi verenin ölümü ile sona ermeyeceği gibi, onun medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmesiyle de ortadan kalkmaz” şeklindedir. Bu hüküm poliçenin ticari hayattaki itibar ve tedavülünü arttırmak için konulmuştur. Oysa TBK m. 513’te vekalet verenin ölmesi ve ehliyetini kaybetmesi vekalet sözleşmesini sona erdiren hallerden olarak düzenlenmiştir. 

Rehin Cirosu

Poliçeden doğan hakları rehnetmek amacıyla yapılan ciroya “rehin cirosu” denir. TTK m. 689/I hükmü uyarınca bir cironun rehin cirosu olarak nitelendirilebilmesi için “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” veya rehnetmeyi belirtilen herhangi bir kaydı içermesi gerekir. Anılan fıkranın son cümlesi gereği hamil, poliçeden doğan tüm yetkileri kullanabilse de kendisi tarafından yapılan ciro tahsil cirosu hükmündedir.

TTK m. 689/II hükmü yine m. 687/I hükmünden farklı olarak; poliçeden sorumlu olanların, kendileriyle cirantalar arasındaki kişisel def’ileri, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile zararlarına hareket etmedikçe, hamile karşı ileri süremeyecekleri şeklindedir.

                                                                                                                     Hazırlayan : Av. Mahir ERSOY

 Hasan Pulaşlı, Yeni Şirketler Hukuku Genel Esaslar, s. 724.

 Hüseyin Ülgen, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 153

 Hasan Pulaşlı,Kıymetli Evrak Hukuku’nun Esasları, s. 167.

 Hasan Pulaşlı, Age, s. 167.

 Tamer Bozkurt, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 114.

 İsmail Kayar, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 94

 Hüseyin Ülgen, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 162.

 İsmail Kayar, Age, s. 94

 Hasan Pulaşlı, Age, s. 171.

 İsmail Kayar,  Age, s. 97.

 Age, s. 99.

 Hasan Pulaşlı, Age, s. 176.

 İsmail Kayar, Age, s. 96.

 Hasan Pulaşlı, Age, s. 176.

 Tamer Bozkurt, Age, s. 121.

 Şaban Kayıhan, Kıymetli Evrak Hukuku, s. 69.

 Hasan Pulaşlı, Age, s. 178.

 Age, s. 180.

KAYNAKÇA

PULAŞLI Hasan, Kıymetli Evrak Hukuku’nun Esasları, Adalet Yayınevi, Ankara 2011.

PULAŞLI Hasan, Yeni Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2012.

KAYAR İsmail, Kıymetli Evrak Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Kayseri 2013.

BOZKURT Tamer, Kıymetli Evrak Hukuku, XII Levha Yayıncılık, İstanbul 2013.

Arı Zekeriyya ve Hayri BOZGEYİK, Kıymetli Evrak Hukuku, Mimoza Yayınları, Konya 2013.

BAHTİYAR Mehmet, Kıymetli Evrak Hukuku, Beta Yayıncılık, İstanbul 2013.

KAYIHAN Şaban ve Mustafa YASAN, Kıymetli Evrak Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2013

 

ÜLGEN Hüseyin ve Mehmet HELVACI, Kıymetli Evrak Hukuku, XII Levha Yayıncılık, İstanbul 2013.